top of page
CKK.jpg

              1998 yılına kadar siyaset yazdım. Bir süre aktif politika da yaptım. Oralardan umudumu kesince kendimi çocuklara adamaya verdim.
Ama gelin görün ki çeyrek yüzyıldır ortaya koyduğum tüm uğraşlarıma, çabalarıma, çırpınışlarıma karşın, hem de kendi ülkemde, yine hem de kendimi kanıtlayacak pek çok nedenim de bulunmasına rağmen, ancak 200 bine yakın çocuğumuzla buluşabildim bugüne dek.
Bütün bu çırpınışlarım sırasında çocukların düşünen, eleştiren, soran, sorgulayan insanlar olarak yetişmelerinin kurulu düzenin de, devletin de hoşuna gitmeyeceğini biliyordum elbette. Dahası çocukların itaatkâr olması gerektiğini savunan anne babaların istekleriyle de bağdaşmayacağının bilincindeydim elbette; ama yine de inatla, ısrarla, kararlılıkla sürdürdüm selden kütük kapma çabalarımı. Bu güçlükler hiç kuşkusuz genç beyinler için geçerli değil. Bu kitabı o nedenle özellikle onların/anne baba adaylarının okumasını istiyorum.
Bir büyük tesellim de oldu bu arada: Bütün bu çabalarım, çırpınışlarım sırasında gördüm ki, bu ülkenin çocukları biz büyüklerinin sandığından çok daha zeki, akıllı, yaratıcı, bilgili, meraklı, mantıklı, onurlu, hayâl zengini, özgüvenli...
Kitapta bazı görüş ve düşüncelerimi tekrarladığım görülecektir. Bunu özellikle yaptım. Yarar gördüğüm için yaptım.
           Eyy, değerli okurum! Umarım sen de  “Memleketin bunca sorunu varken sırası mı şimdi çocukların?” diyenlerden değilsindir. Desen bile, bırak köyün bir de delisi olsun.

Bülent Ecevit’in çıkardığı ARAYIŞ dergisinden sonra 12 Eylül rejimine karşı bayrak açan ikinci dergiyi; Halka ve Demokrasiye SÖZCÜ’yü çıkardı. Oradaki yazıları yüzünden Kenan Evren’le Turgut Özal’ın açtığı davalar sonunda toplam 36 ay hapis cezası aldı.

Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık yapmış liderlerle çalıştı. Siyasi danışmanlıklar yaptı.

Ama daha sonra o dünyadan bir kaçtı, pîr kaçtı... Şimdilerde kitaplarını yazıyor, eğitici stand-up’lar ve talk show’lar yapıyor. Ama sadece çocuklar için...

Yaşasın çocuklar!.. İyi ki varlar.

bottom of page